4 Eylül 2017 Pazartesi

DENEMELER



                    Dostluk

             Bizim dostluk dediğimiz, ruhlarımızın beraber olmasını sağlayan bir rastlantı ya da zorunlulukla edindiğimiz yakınlıklardır. Benim anlattığım dostlukla ruhlar o kadar derinden uyuşmuş, karışmış ve kaynaşmıştır ki onları birleştiren dikiş silinmiş ve artık görünmez olmuştur. Onu niçin sevdiğimi bana söyletmek isterlerse bunu ancak şöyle anlatabilirim , sanıyorum: Çünkü o, o idi; ben de bendim.


            Ruhlarımız o kadar sıkı bir birliktelik içinde yürüdü, birbirini o kadar coşkun bir sevgiyle seyretti ve en gizli taraflarına kadar birbirine öyle açıldılar ki ben onun ruhunu benimki kadar tanımakla kalmıyor, kendimden çok ona güvenecek hale geliyordum.


           Sıradan dostlukları buna benzetmeye kalkışmayın. Onları, hem de en iyilerini ben de herkes kadar bilirim. O dostluklar da insanın dikkatli yürümesi gerekir. Aradaki bağ, güvensizliğe hiçbir yer vermeyecek kadar düğümlenmiş değildir. Chilon, " Dostunuzu, bir gün kendisinden nefret edecekmiş gibi sevin; ondan , bir gün kendisini sevecekmiş gibi nefret edin!" demiş.


            Benim anlattığım yüksek ve yalın dostluk için hiç yerinde olmayan bu söz, öteki dostluklar için doğru olabilir.


            Bunlar için, Artistotales'in sık sık tekrarladığı şu sözü de kullanabiliriz:" Ey dostlarım, dünyada dost yoktur!"


           Artık onsuz, yorgun ve bezgin sürüklenip gidiyorum. Tattığım zevkler bile, beni avutacak yerde ölümünün acısını daha fazla artırıyor. Biz her şeyde birbirimizin yarısı idik. Şimdi ben onun payını çalıyor gibi hissediyorum.


          Onunla her şeyi paylaşmak zevkinden yoksun kalınca , hiçbir zevke kapılmamaya karar verdim.

                                                                                                                                                       Terentius

          Her işte onun yarısı olmaya o kadar alıştım ki şimdi artık yarım bir varlık gibiyim.

          Mademki vakitsiz bir ölüm, ruhumun yarısı olan seni alıp götürdü, yeryüzünde varlığının yarısından, en aziz parçasından yoksun yaşamaktan ne anlamı var?
          O gün ikimiz birden öldük. 
          
                                                                                                                                                         Horatius

         Ne yapsam, ne düşünsem onun eksikliğini duyuyorum. Eminim o da benim için aynı şeyleri hissederdi. Çünkü o, diğer bütün değerlerinde olduğu gibi dostluk duygusunda da benden kat kat üstündü.














Deneme deneme 1-2 ;



           16. yüzyılda yaşamış Fransız yazar Montaigne'nin Denemeler adlı kitabından bir bölümü paylaştım az önce sizlerle.  Eserde  buna benzer 107 tane deneme ve aforizma diyebileceğimiz söz var .Bunların çoğu eğitim ve felsefe konularında. Yazar kendi çağının çok ötesinde/ ileri görüşlü idealara, görüşlere sahip olduğu için kitap hala günümüzde de başucu kitabı  olma özelliğini koruyor. 
           
           1603'te ilk kez ingilizceye tercüme edilen eser, bizim dilimize  de ilk kez 1040'lı yıllarda Sabahattin Eyüboğlu tarafından çevirilmiş fakat bu birebir aynı  çeviri değilmiş Eyüboğlu  kendi beğendiği bölümleri kendi istediği sırada çevirip bir araya getirmiş. Dolayısıyla eserin tamamını çevirmemiş fakat  daha sonraları bu eserin birebir çevirisi de yapıldı ve dört ciltlik oldukça kapsamlı bir eser olarak piyasaya sürüldü. 

               Sokrates'ten sonra  insan üzerine eğilen  en önemli düşünür olarak kabul edilen Montaigne, bu eseriyle Avrupa insanına özgür düşünebilmeyi öğretmişti. Gerçekten benim okurken çok keyif aldığım ve bol bol altını çizdiğim bir eser oldu. Okumanızı tavsiye ediyorum ve bir başka yazıda görüşmek dileğiyle hoşçakalın efendim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

PALEOLİTİK ÇAĞ SANATI VE MODERN SANAT

Paleolitik Çağ’da Sanat Kavramı ve Modern Sanat Bağlantısı Paleolitik Çağ’da “sanat” diye başlamadan önce, Paleolitik Çağ’daki yaşam koşull...