1 Temmuz 2017 Cumartesi

TAKLİT VE YARATMA OLARAK SANAT

          Yansıtmacı kuramı benimseyen sanatçılar eserlerinde tabiattan bazı varlıkları taklit etmeye çalışmışlardır.
     
         Platon'a göre sanatın taklit ettiği şey, asıl gerçeklik olan idealar değil, tersine ideaların bir kopyası olan nesnelerdir, görünüşlerdir,  kısacası duyusal dünyadır. O, şöyle der: "İstersen bir ayna al eline, dört bir yana tut. Bir anda yaptın gitti, güneşi yıldızları, dünyayı, kendini, evin bütün eşyasını, bitkileri, bütün canlı varlıkları. Evet, görünürde varlıklar yaratmış olurum; ama hiçbir gerçekliği olmaz bunların. Platon'a göre sanat , böyle bir yansıtma etkinliğidir. Sanat , ideaların yansıması olan nesnelerin yansımasıdır.

         Sokrates'e göre şairin yaptığı da bir yansıtmadır. Edebiyatta da doğadaki gerçeklikler taklit edilebilir . Aristoteles, yansıma konusunda daha farklı düşünür: " Bir resme bakan, ona bakarken bu resmin neyi anlattığını, realitedeki bu ya da şu kimsenin resmi olduğunu öğrenir, bundan ötürü de resme hoşlanarak bakar. Ama, resmin ilgili olduğu obje, eğer tesadüfen daha önceden görülmemişse , o zaman bir taklit olan o resim, böyle bir taklit ürünü olarak ona bakanda ne hoşlanma duygusu uyandırmaz." diyerek sanatın inmesinin doğa olduğunu vurgulamak ister.


Caravaggio:"The İncredulity of Saint Thomas"


        Anlatımcı kuramı kabul eden filozoflar , sanatın özüne " yaratma " kavramını koyarlar. Yaratma , duyguların "ifade"( anlatım, expression)sidir. Ancak burada ifadeden kasıt , duyguların adlandırılması değildir. Adlandırma genel olduğu halde ifade kişiseldir. Örneğin, belli bir sebepten dolayı sevinçli olmam ve sevinçliyim demem bir adlandırmadır, ifade değildir. Bu duygunun ifade olabilmesi için, bendeki özel yerini anlatmam , özel olduğunun bilincine varmam, duyguyu bütün özellikleriyle dile getirmek gerekir. Yani sanatçı, sıradanlığın dışına çıkarak yaratıcı bir faaliyetle duygularını ifade edendir.
   
       Duygu veya duygular , dile gelmeden önce, sanatçıda belirsiz bazı izlenimler halindedir. Sanatçı bunları keşfetmek, aydınlatmak ihtiyacındadır. Bunlar ifade edildiğinde belirlenmiş olur. İfade, aynı zamanda duygu veya duyguların tamamlanmasıdır. İşte sanat eserinin yaratılması, bu duygu veya duyguların dile getirilmesidir.    



( Tunalı,İsmail,Estetik)

1 yorum:

  1. Mutluluk ne köpeklikte ne keyfetmede Mutluluk Sanatta anlayışını paradoksang 21. yy başında benimsemiştir

    YanıtlaSil

PALEOLİTİK ÇAĞ SANATI VE MODERN SANAT

Paleolitik Çağ’da Sanat Kavramı ve Modern Sanat Bağlantısı Paleolitik Çağ’da “sanat” diye başlamadan önce, Paleolitik Çağ’daki yaşam koşull...