10 Temmuz 2017 Pazartesi

GÜZEL SANATLAR OKUMAK

        Eğer aklınızda güzel sanatlar lisesi veya güzel sanatlar fakültelerinin sanat ya da tasarım bölümlerine girmek varsa öncelikle çevrenizdekilerin söylediklerine kulak asmamanız gerekiyor. Çevrenizdeki bazı kişilerden, aman kızın okuduğu bölüme bak güzel sanatlar okuyor sanki tıp okuyormuş da onu paylaşıyormuş gibi, aman Allahım bunun neresi zor olabilir, aç kalacaksınız , gidin başka bir şey okuyun, gibi bu ve türevlerinden birçok yorum gelecektir.



 

           Güzel sanatlar hakkında maalesef ki oluşan çok büyük önyargılar var özellikle sanata değer verilmeyen bir toplumda, sanatın boş işler olduğu düşünülen bir toplumda yaşıyorsanız bu çok ileri seviyelere çıkabilir. Özellikle sanata uğraşanların bu okulu bitirmiş olmaları inananlara inanılmaz derecede boş geliyor çünkü insanlar sanatı bir hizmet verip para kazanma gibi tek düze bir kalıp içersine sokmaya çalıştıları için, genelde bu tarz yönlendirildiğimiz için maalesef ki bu tarz algılar oldukça fazla. Yani güzel sanatlar okumak gibi bir düşünceniz varsa bu gibi fikirleri umursamamanız gerekiyor.

      Güzel sanatlar lise ve güzel sanatlar fakülteleri genellikle öğrencilerini yetenek sınavıyla alırlar. Bazı bölümler, bazı özel lise ve üniversiteler de yetenek sınavsız öğrenci alabiliyorlar.
   
       Yetenek sınavlarına girmek için öncelikle YGS' ye girme gibi bir zorunluluk var. Bu sınavdan belli başlı puanlar aldığınız taktirde yetenek sınavlarına girmek hakkı elde etmiş oluyorsunuz çünkü her okulun değişen taban puanları var. YGS'den aldığınız geçer notla beraber okulların yetenek sınavlarını takip etmeye başlıyorsunuz. Her okulun belli yetenek sınavı kategorileri oluyor. Bunlar;
     - Bir sınav, bir mülakat veya
     - Bir imgesel , bir desen şeklinde olabiliyor ve bunlar değişkenlik gösterebiliyor.

       Güzel sanatlar okumayı düşünüyorsanız şunu unutmayın ki yetenek sınavı süreci çok stresli ve riskli bir dönem çünkü yetenek sınavlarında çizimde ya da konservatuarda işiniz çok yetenekli olmanın dışında şansa da bağlı kalıyor. Hiç önünüze çıkmayan bir şey yetenek sınavında sizin karşınıza çıkabiliyor.
     

     İstediğiniz bölüme de bağlı görsel ve işitsel zeka oldukça fazla önünüze çıkıyor ve çok fazla pratik gerektiren bir süreç içine girmiş oluyorsunuz. Bu süreç emin olun ki matematikte belli başlı kuralları olan konuları çalışmaktan çok daha zor çünkü çalışabileceğiniz belli başlı bir konu yok maalesef. Her şeyden sorumlu olabilirsiniz. Tıp veya hukuk fakültelerine hazırlanan biri kadar önceden hatta çok daha önceden çalışmaya başlamanız gerekiyor.
     
       Sabahtan akşama kadar çizimler yapacaksınız ve hiçbir zaman yeterince kendinizi geliştiremezsiniz çünkü hayatı boyunca çizim yapmış çok ileri yaştaki insanlar bile kendilerini hala eksik görebilirler.
   

        Diyelim ki güzel sanatlar okumaya başladınız diğer bölümlerde okuyan arkadaşlarınızla aranızda hem sosyal açıdan hem de dersler açısından farklılıklar olacaktır. Arkadaşlarınız sınav dönemleri için not tutarken, kağıtlara çalışırken sizin teslim etmeniz gereken metrelerce tuvaliniz olabilir. Bunların yanında elbette yazılı olarak geçmeniz gereken dersler olacak. Bu gerçekten çok fazla iş ve çok fazla yük demek oluyor.


          Sanat gibi bölümler okumaya başladığınızda şunu fark ediyorsunuz ki çevre gerçekten çok önemli çünkü sanat gibi öznellik üzerine kurulu konularda birçok fikir edinmeniz lazım. Herkesin görüşünü değerlendirebilmeniz, çok fazla sergi görmeniz, birçok kişiyle muhattap olmanız gerekecek. Bunlar dışında teslim etmeniz gereken ödev/projelerinizde belli başlı kurallara sabit olmuyorsunuz. Hem kendiniz kuralları genişletebiliyorsunuz hem de eğitmeninize beğendirmebilmek için onun sanat algısına ve estetik anlayışına uydurmanız gerekebilir. Bu başınıza bazı dertler açabilir. Bir projeyi birçok kez yeniden hazırlayabilirsiniz. Mesela bana çizdiğim resim çok güzel ve sanatsal gelebilir ama eğitmeniniz bunu beğenmeyebilir ve bunun belirli ve kesin bir kitabı yok. Bu yüzden esneklik gösterebilir.




         Güzel sanatları diğer okullardan daha farklı zorlayabilecek iki yönü var.
      - Devamlılık zorunluluğu var çünkü dersler uygulamalı olarak alınıyor.
      - Genellikle yaz okulu olmuyor. ( Yine dersler uygulamalınolarak alındığı için)
 
           Bir de güzel sanatlarsa bazı temel dersler ön koşullu olur . Birşeyin eğitimini almadan üst sınıftan ders alamazsınız. Diyelim ki ben birinci dönem  bir dersten kaldım, ikinci dönem derse devam edemem çünkü eğitimini tamamlamadım.

            Bu gibi sebeplerden dolayı başta da bahsettiğim klişe önyargıların ne kadar yersiz olduğunu umarım size birazcık açıklayabilmişimdir. Her okulun, her mesleğin kendine göre zorlukları var ama sevdiğiniz sürece bunları göz ardı edebilirsiniz.









     

7 Temmuz 2017 Cuma

DAMACANALARIN SIRRINI ÇÖZDÜM!

       Damacanalar neden 20 litre değil de 19 litredir?

       Aslında su damacanaları tam olarak 19 litre de değil. 18,9270589 litre. Yani 19 litreden yaklaşık yarım su bardağı kadar az. Yuvarlayıp 19 litre diyoruz.

     Damacanalar 19 litrelik çünkü damacanaları üreten makina ve kalıpların birçoğu ABD menşeili. Peki Amerikalılar neden 20 litre  değil de 19 litreyi tercih ediyorlar diye soracak olursanız aslında onlar da 19 litreyi tercih etmiyor çünkü litre diye bir kavramdan habersizler. Damacana kavramı ülkemize Amerika sayesinde girmiş. Genel adı sıvı barındırma kabı olarak geçmekte. Nasıl ülkemizde sıvı ölçme birimi litre ise Amerikada da galondur. Onlara göre bizim 19 litremiz 5 galondur.
 
     Yani su damacanalarının 19 litre olmasının sebebi aslında damacanaların ölçümünün galonla yapılıyor olmasından kaynaklanıyor. 5 galon 19 litreye eşit geldiği için damacanalar ülkemizde 19 litre olarak satılıyor. Aslında Amerika' da 5 galon gibi gayet yuvarlak bir rakam.

1 Temmuz 2017 Cumartesi

TAKLİT VE YARATMA OLARAK SANAT

          Yansıtmacı kuramı benimseyen sanatçılar eserlerinde tabiattan bazı varlıkları taklit etmeye çalışmışlardır.
     
         Platon'a göre sanatın taklit ettiği şey, asıl gerçeklik olan idealar değil, tersine ideaların bir kopyası olan nesnelerdir, görünüşlerdir,  kısacası duyusal dünyadır. O, şöyle der: "İstersen bir ayna al eline, dört bir yana tut. Bir anda yaptın gitti, güneşi yıldızları, dünyayı, kendini, evin bütün eşyasını, bitkileri, bütün canlı varlıkları. Evet, görünürde varlıklar yaratmış olurum; ama hiçbir gerçekliği olmaz bunların. Platon'a göre sanat , böyle bir yansıtma etkinliğidir. Sanat , ideaların yansıması olan nesnelerin yansımasıdır.

         Sokrates'e göre şairin yaptığı da bir yansıtmadır. Edebiyatta da doğadaki gerçeklikler taklit edilebilir . Aristoteles, yansıma konusunda daha farklı düşünür: " Bir resme bakan, ona bakarken bu resmin neyi anlattığını, realitedeki bu ya da şu kimsenin resmi olduğunu öğrenir, bundan ötürü de resme hoşlanarak bakar. Ama, resmin ilgili olduğu obje, eğer tesadüfen daha önceden görülmemişse , o zaman bir taklit olan o resim, böyle bir taklit ürünü olarak ona bakanda ne hoşlanma duygusu uyandırmaz." diyerek sanatın inmesinin doğa olduğunu vurgulamak ister.


Caravaggio:"The İncredulity of Saint Thomas"


        Anlatımcı kuramı kabul eden filozoflar , sanatın özüne " yaratma " kavramını koyarlar. Yaratma , duyguların "ifade"( anlatım, expression)sidir. Ancak burada ifadeden kasıt , duyguların adlandırılması değildir. Adlandırma genel olduğu halde ifade kişiseldir. Örneğin, belli bir sebepten dolayı sevinçli olmam ve sevinçliyim demem bir adlandırmadır, ifade değildir. Bu duygunun ifade olabilmesi için, bendeki özel yerini anlatmam , özel olduğunun bilincine varmam, duyguyu bütün özellikleriyle dile getirmek gerekir. Yani sanatçı, sıradanlığın dışına çıkarak yaratıcı bir faaliyetle duygularını ifade edendir.
   
       Duygu veya duygular , dile gelmeden önce, sanatçıda belirsiz bazı izlenimler halindedir. Sanatçı bunları keşfetmek, aydınlatmak ihtiyacındadır. Bunlar ifade edildiğinde belirlenmiş olur. İfade, aynı zamanda duygu veya duyguların tamamlanmasıdır. İşte sanat eserinin yaratılması, bu duygu veya duyguların dile getirilmesidir.    



( Tunalı,İsmail,Estetik)

PALEOLİTİK ÇAĞ SANATI VE MODERN SANAT

Paleolitik Çağ’da Sanat Kavramı ve Modern Sanat Bağlantısı Paleolitik Çağ’da “sanat” diye başlamadan önce, Paleolitik Çağ’daki yaşam koşull...